Abu Dabi gazetesinde çarpıcı Hakan Fidan analizi

The National Gazetesi’nden David Lepeska, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’la ilgili bir analiz yazısı yazdı.

Fidan’ın, ABD öncülüğündeki güçlerin Güney Kıbrıs merkezli Gazze’ye yardım operasyonlarının Gazze’ye yönelik yardım çalışmalarının askeri operasyonlara kılıf olduğu yönündeki yorumlarını hatırlatan Lepeska, yazısında Fidan’ın bu sözlerinin Batı başkentlerinde şaşkınlık yarattığını vurguladı.

“Batı’ya yönelik güçlü suçlamalar uzun zamandır Tayyip Erdoğan’ın tekelindeydi” diyen Lepeska, “Ancak göreve gelmesinden bir yıl sonra Sayın Fidan her zamanki çekingenliğini bırakıp daha cesur bir duruş sergilemiş gibi görünüyor. Washington Kıbrıs ve Yunanistan ile askeri iş birliğini artırıyor, bu yüzden suçlaması Türkiye’nin NATO müttefiklerine açık bir gönderme gibi görünüyordu” değerlendirmesi yaptı.

Lepeska yazısının devamında, “Sayın Fidan, İngilizce’yi akıcı bir şekilde konuşabilen ve Batılı meslektaşlarıyla politikanın ince noktalarını tartışabilen birkaç Türk kabine üyesinden biridir. ABD’de üniversiteye gitti, Maryland’de siyaset bilimi alanında lisans derecesi aldı ve İskoç tarihçi Norman Stone’dan ders aldı. İstihbaratın dış politika üzerindeki etkisi üzerine yazdığı yüksek lisans tezinde, Türkiye için model olarak CIA ve MI6’yı gösterdi. Yine de 2010’dan 2023 ortasına kadar MIT şefi olarak Türkiye’nin Batı’dan ve müttefiklerinden uzaklaşmasının bir parçası olduğu iddia edilebilir. Onun liderliğinde MIT, bazıları aşırılık yanlılarıyla bağlantılı olduğu bildirilen Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’a karşı savaşan isyancılarla işbirliği yaptı. Onun gözetiminde Ankara, ABD ve İsrail ile askeri işbirliğinden uzaklaştı ve İran ile daha güçlü bağlar geliştirdi.

13 yıl boyunca Sayın Fidan, MİT’i Türkiye hükümetinde nadir görülen, yetenekli, güvenilir ve hatta esnek bir kuruma dönüştürdü. Geçtiğimiz yıl, aynı şeyi dışişleri bakanlığı içinde yapmaya çalıştı ve Türkiye’yi çok kutuplu bir dünyada bir güç oyuncusu olarak daha iyi konumlandırmayı hedefledi.

Yurt dışında ise, İsveç’in NATO’ya girmesine Türkiye’nin onay vermesi karşılığında, F-16’lar konusunda ABD ile bir anlaşma yapması ve Stokholm’den tavizler alması, ayrıca Ankara’nın Ukrayna’ya hayati önem taşıyan tahıl sevkiyatına devam etmesini sağlayacak bir yol bulmasına rağmen Rusya ve Ukrayna ile ilişkileri dengelemeye devam etmesi gibi iki önemli başarısı var.
Daha güvenli bir Türkiye konusunda endişe duyanlar alternatifi değerlendirebilir. (…) Son aylarda, Bay Fidan’ın patronunun yerine geçebileceği fikri sessizce yaygınlaştı. Muhtemelen bu işi halledebilir, vatandaşları onun dışişleri bakanı olarak iyi performans gösterdiği konusunda hemfikir görünüyor ve herhangi bir AKP hükümetinde önemli bir rol oynaması muhtemel.

Ancak Bay Fidan bir politikacı değil. (…) Geçen yıl daha dışa dönük oldu ve bu yolda devam etmesi onu 2028’deki bir sonraki oylamada başka bir tür kamu figürü haline getirebilir. Erdoğan ve Fidan, İsveç’in bloğa katılmasından bu yana ilk NATO zirvesi için Washington’da. İsrail’in Gazze’deki savaşını destekleyen Batılılara dair başka bir tartışmalı iddia bekleyebilir miyiz? Ya da belki de adayı (Kıbrıs’ı) kalıcı olarak bölmek konusunda daha kesin bir konuşma? Türkiye’nin lideri bu vesileyle büyük bir konuşma yapmaya hazırlanıyor. Ancak dışişleri bakanının da varlığını hissettirmesi pek de şaşırtıcı olmaz.”

patronlardunyasi.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir