Bunun için öncelikle Kerem Aktürkoğlu’in özelliklerine bakmak gerekiyor. Son derece duygusal bir oyuncu Kerem. Ve bu duygularını her zaman dışa vuruyor. Kızgınlığını, öfkesini, üzüntüsünü… Haksızlığa uğradığını düşündüğünü de tepkisini kimi zaman ölçüsüz bir biçimde gösteriyor.
DUYGUSALLIĞININ FATURASINI BEŞİKTAŞ DERBİSİNDE ÖDEDİ
5-0 biten Beşiktaş maçındada bu duygusallığın faturasını ödedi. Devre arası soyunma odasına yenik giren takıma bir konuşma yaptı. “1 gol atarsak bu maçı çeviririz” diyerek sorumluluk aldığı anda ikinci yarı için sahaya çıkmayacağını öğrendiğinde Okan Buruk’a ölçüsüz bir tepki gösterdi.
Takım içinde hocadan, takım dışında taraftardan aldığı tepkileri hak etmediğini düşünüyordu. Buna karşın kulübün içinden de yeterli desteği alamıyordu. Hatta, soyunma odasında yaşanan olayın bizzat yönetim tarafından medyaya servis edildiğini düşünüyordu.
SPARTAK’A GİTMEDİ SONRA KAPTANLIĞI ELİNDEN ALINDI
Mobbinge maruz kaldığını düşündüğü anda takımdan ayrılmayı düşündü. Menajerini değiştirdi. Tam bu anda Rusya’dan, Spartak Moskova’dan bir teklif geldi. Yönetim bu teklifi hemen kabul etti. Bu kabul bile Kerem Aktürkoğlu’na “Git artık” mesajıydı. Ama Kerem Aktürkoğlu, “Savaş ve Avrupa kupalarına katılamaması” nedeniyle Spartak Moskova’nın teklifine direndi. Gitmedi. Ama “mobbing” diye tanımladığı ikinci olay hemen bunun arkasından geldi. Kaptanlığı elinden alındı.
GALATASARAY, BENFICA’DAN DAHA ÇOK MÜCADELE ETTİ
Tam bu esnada Portekiz’den Benfica’nın teklifi ulaştı. İddialara göre yönetim pazarlık bile etmeden teklifi kabul etti. Kerem’in yakınlarına göre bu transfer için, Galatasaray, Benfica’dan daha çok mücadele etti. Kerem’in Galatasaray’dan ayrılış hikayesi kısaca böyle.
Peki performansının yükselişinin ardındaki gerçek, sarı kırmızılılardan ayrılıp kafasının rahatlaması mı? Bunun yorumunu da Hürriyet yazarlarından alalım.
MEHMET ARSLAN: KEREM AKTÜRKOĞLU HEP BU FUTBOLU OYNUYORDU
Wilfried Zaha, Galatasaray’da oynadığı her yıl 20’den fazla gole katkı sağlamayı başarsaydı bugün el üstünde tutuluyor, alkışlara, methiyelere, bestelere boğuluyor olurdu. Kerem Aktürkoğlu’nun ise payına eleştiri ve protesto düştü. Hem de düzenli olarak. Benfica’ya gitti, rahatladı mı? Evet. Ama sadece bundan dolayı performansı yükselmedi. Kerem Aktürkoğlu hep bunu oynuyordu. Ama talihsizliği onu anlamak istemeyen, futbola uzak taraftar adı altındaki futbol cahillerinin önünde.
UĞUR MELEKE: BİR KÖTÜ GÜN BİR BAŞKA KÖTÜ GÜNÜ TETİKLEDİ
Kerem Aktürkoğlu’yla ilgili şöyle bir tespitim var: Bir maça nasıl başlarsa öyle devam ediyor. Yani ilk 10 dakikada iyi bir performans sergilerse, ilk çalımı-ilk şutu vs. başarılı olursa, o moralle müsabakanın genelini iyi oynuyor. Ama kötü başladığında, bir hata yaptığında, hele de tribünden tepki aldığında daha kötü tercihler izliyor onu. Hata hatayı tetikliyor. Hatalarını örtmek için daha da yanlış tercihler yapabiliyor.
MENTAL DESTEK ALDI MI ONU MERAK EDiYORUM
Bu durumu maç ölçeğinden ay ölçeğine, ay ölçeğinden sezon ölçeğine aktarabilirsiniz. Kerem’in mazotu moral. Bir kötü gün, bir başka kötü gününü tetikledi maalesef. Bu durumunu pekala psikolojik destekle aşabilirdi. Bilmiyorum bu konuda bir çalışması oldu mu Galatasaray kulübünün. İstanbul’da son günlerinde özellikle bir kısım sabırsız taraftarın olumsuz tepkilerinden etkilendi Kerem. Bu açık. Ancak yukarıda bahsettiğim hususta mental destek aldı mı, onu merak ediyorum doğrusu.
ENGİN KEHALE: ŞİMDİ SIRA BU PERFORMANSI SÜREKLİ KILMAYA GELDİ
Kerem Aktürkoğlu’nun İzlanda maçında aldığı sorumluluk, 4’ü isabetli 6 şutu ve maçın en iyi ikinci rakamı olan 3 kilit pası bence önemli. Görünen o ki kendinden şüphe etmek yerine yeteneklerine daha çok sahip çıkan bir Kerem Aktürkoğlu izleyeceğiz Benfica’da. Burada sadece onun kendi mental güçlülüğü özelinde değil, çevresel faktörleri de hesaba katarak değerlendirmek gerek…
Şimdi sıra bu performansı tek maç olmaktan çıkarıp, Portekiz Ligi ve Avrupa’da sürekli kılmaya geldi.